Ari'Blog

Just imagine

Weaving Loom and the First Computer(!)

Dokuma tezgâhı ve ilk bilgisayar arasında bir bağlantı olduğunu ilk keşfettiğim de çok şaşırmıştım. Aslında bağlantının temelde en ilginç noktası ilk bilgisayarın(analitik makinesi) – tam olarak bir bilgisayar olmasa da – keşfedilmesi yolunda dokuma tezgâhının çok büyük bir payının olduğudur.

1812’nin Şubat ayında, Lordlar Kamarası’nda yapılan konuşmada dokuma makinelerine savaş açmış, teknoloji karşıtı Ned Ludd – Luddizmin Kurucusu – ve takipçilerini savunmuştur, diğer yandan bundan tam 12 yıl sonra ünlü “Don Juan”ı yazmıştır, Lord Byron. Byron romantik ve şair ruhlu bazen “Byronik” davranışları da olan bir yazardı.

Karısı Leydi Byron ise sayısal zekâlı, analitik düşünmeye önem veren, kocasının tanımıyla “yürüyen bir hesap işlemi” ve “Matematiksel Medea” olan bir kadındı. Lord Byron’ın “Byronik” eğilimlerini kızlarında görmek istemeyen Leydi Byron onun matematik eğitimi üzerinde gelişmesini istedi. Bununla birlikte kocası Lord Byron’ı gizli ilişkilerini ortaya çıkartmakla tehdit ederek kızının velayetini aldı. Baba ve kız bu noktadan sonra bir daha görüşemediler.

Kızları, sonraları Ada Lovelace adıyla bilinecek olan, Augusta Ada Byron ise gerçekten de annesinin istediği gibi matematik üzerine büyük ilgi duyuyordu fakat yine de babasına benzer davranışlar da gösteriyordu.
Ada’nın matematiğe duyduğu ilgi zaman içinde artmıştı. Ada matematikten sonra teknolojiye olan ilgisini de keşfediyordu. Delikli kartlar kullanılarak çalışan otomatik dokuma makinesinden etkilenmesi bunun en büyük temelini oluşturdu.

Bununla birlikte Ada farklı bilimleri birleştirmenin birçok yeni çözüm yaratmakta faydalı olacağını anlayacaktı. Ada, “Beynim bir ölümlünün beyninin çok ilerisinde, zamanla anlayacaksınız.” diyerek beyninin potansiyelini, hayal gücünü ve kendine duyduğu öz güveni kanıtlıyordu.

Charles Babbage çocukluğundan beri özellikle otomatik makinelere meraklı olan bir nevi mühendisti. Derin matematik eğitimiyle birlikte o da Ada gibi farklı bilimlerin birleştirilebileceğini düşünerek, ilk makinesi olan “Fark Makinesi”ni bu yolla geliştirmişti. “Fark Makinesi” her çeşit polinomial fonksiyonu hesaplayabiliyor ve diferansiyel denklemlerde yaklaşık bir sonuca ulaşabiliyordu. Babbage’ın “Fark Makinesi”nden sonra hayal ettiği makine ise günümüz bilgisayarlarının da temelinde yatan farklı görevleri sırayla yapabilen bir makineydi. Babbage da, “Analitik Makine” adını verdiği bu makineyi tasarlayabilmek için Ada gibi Joseph-Marie Jacquard’ın otomatik dokuma tezgâhından ilham alarak bir çözüm geliştirebilmişti. Fakat ne yazık ki insanlar bu makineye ihtiyacı olan ilgiyi göstermemişti. Ada tam bu noktada Babbage’ın fikrini destekliyordu ve makineyi daha da geliştirebilecek fikirler buluyordu.

Ada makinelerin sadece sayıları değil müzik notasyonları, metin, resim gibi sembolik ifadeleri de anlayıp, depolayıp işleyebileceğini düşünüyordu. Ada bunlarla birlikte Bernoulli sayılarını hesaplayan bir programla algoritma kavramını açıklamıştı ve günümüz programlamasının temelini oluşturan döngülerin icadına yardımcı olmuştu. Her ne kadar Babbage da makinelerin gerçekleştirebileceği birçok işlemi tasarlasa da bu işlemlerin ayrıntılı açıklamasını yapmamıştı, pratiğe geçirememişti. Ada tüm bunları geliştirebilmek için Babbage’a ortaklık teklif etmişti, Babbage’la olan dostlukları devam etse de Babbage bu teklifi kabul etmedi. Sonrasında birlikte tasarladıkları yeni teknolojileri anlattığı Ada’nın “Notlar”ı Scientific Memoirs’ta yayımlandı fakat maalesef destek alamadılar. Bu noktadan sonra her ikisinin de hayatları düşüşe geçti. Babbage fakirlik içinde öldü. Ada ise hayatının son yıllarını kötü anılarla geçirdi. 1852 yılında, babasıyla aynı yaşta(36) öldü ve hiç tanıyamadığı babası Lord Byron’ın yanına gömüldü.

Ada ve Babbage günümüz bilgisayarlarına sağladıkları katkı açısından bir dönüm noktasını temsil etmektedirler.

Ada bilgisayar sektörünün öncüsü olarak kabul edildi ve yaşadığımız teknolojik devrimlerin temellerinin atılmasına katkı sağladı. Bunun yanı sıra yayımlanan “Notlar”da katkısının abartıldığı kadar olmadığı tartışılsa da, Ada dokuma tezgâhının makinelere sağlayacağı katkıyı en net şekilde gören insandı.

Kaynak: Geleceği Keşfedenler – Walter Isaacson

Next Post

Previous Post

Leave a Reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

© 2024 Ari'Blog

Theme by Anders Norén